İnternet, üç büyük dönüşümden geçti. Her dönemi inceleyelim:
Web1: Sadece Okuma İnterneti (1990'lar)
Web1'i yalnızca göz atabileceğiniz ve okuyabileceğiniz bir dijital kütüphane olarak düşünün. Web siteleri, metin ve resimlerle dolu statik sayfalardı - etkileşim yok, katılım yok. Kullanıcılar, yorum yapma, içerik paylaşma veya deneyimlerini özelleştirme yeteneği olmayan pasif tüketicilerdi. Navigasyon zordu ve beğenme olayı da yoktu çünkü o özellik henüz mevcut değildi. Fonksiyoneldi ama sıkıcıydı.
Web2: Sosyal İnternet (2004 sonrası)
Web2, interneti etkileşimli ve katılımcı hale getirerek oyunu değiştirdi. Aniden herkes içerik oluşturabiliyor, görüşlerini paylaşabiliyor ve diğerleriyle bağlantı kurabiliyordu. Bu dönem bize şunları sundu:
Sosyal platformlar: Facebook, Twitter, Instagram—her gün milyarlarca insanın etkileşimde bulunduğu alanlar
Video ve fotoğraf paylaşımı: YouTube, TikTok, Flickr içerik oluşturmayı demokratikleştirdi
Bulut işbirliği: Google Drive, Dropbox fiziksel depolama ihtiyacını ortadan kaldırdı
Kullanıcı tarafından üretilen içerik: Wikipedia, toplulukların birlikte bilgi oluşturabileceğini kanıtladı.
Sorun şu ki? Büyük teknoloji şirketleri verilerinizi sahipleniyor, algoritmaları kontrol ediyor ve dikkatinizi paraya çeviriyor.
Web3: Merkeziyetsiz İnternet (2014+)
Web3, blockchain teknolojisi ve akıllı sözleşmeler aracılığıyla kontrolü kullanıcılara geri vererek senaryoyu tersine çeviriyor. Verilerinizi şirketlere güvenmek yerine, ağ kendisi güvenliği ve mülkiyeti sağlar. Gerçek dünya örnekleri zaten mevcut:
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Web Evrimi: Statik Sayfalardan Merkeziyetsiz İnternete
İnternet, üç büyük dönüşümden geçti. Her dönemi inceleyelim:
Web1: Sadece Okuma İnterneti (1990'lar)
Web1'i yalnızca göz atabileceğiniz ve okuyabileceğiniz bir dijital kütüphane olarak düşünün. Web siteleri, metin ve resimlerle dolu statik sayfalardı - etkileşim yok, katılım yok. Kullanıcılar, yorum yapma, içerik paylaşma veya deneyimlerini özelleştirme yeteneği olmayan pasif tüketicilerdi. Navigasyon zordu ve beğenme olayı da yoktu çünkü o özellik henüz mevcut değildi. Fonksiyoneldi ama sıkıcıydı.
Web2: Sosyal İnternet (2004 sonrası)
Web2, interneti etkileşimli ve katılımcı hale getirerek oyunu değiştirdi. Aniden herkes içerik oluşturabiliyor, görüşlerini paylaşabiliyor ve diğerleriyle bağlantı kurabiliyordu. Bu dönem bize şunları sundu:
Sorun şu ki? Büyük teknoloji şirketleri verilerinizi sahipleniyor, algoritmaları kontrol ediyor ve dikkatinizi paraya çeviriyor.
Web3: Merkeziyetsiz İnternet (2014+)
Web3, blockchain teknolojisi ve akıllı sözleşmeler aracılığıyla kontrolü kullanıcılara geri vererek senaryoyu tersine çeviriyor. Verilerinizi şirketlere güvenmek yerine, ağ kendisi güvenliği ve mülkiyeti sağlar. Gerçek dünya örnekleri zaten mevcut:
Ana fark nedir? Dijital kimliğinizi, verilerinizi siz sahiplenirsiniz ve bunların nasıl paraya dönüştürüleceğini kontrol edersiniz.
Büyük Resim
Web1 = Oku | Web2 = Oku + Yaz | Web3 = Oku + Yaz + Sahip ol
Web3 hala erken aşamalarda, ancak internet üzerindeki mülkiyet, gizlilik ve değer yaratma konusundaki düşüncelerimizi yeniden şekillendiriyor.