Tether'in ana akım ödeme yolu dijital varlık "bahşiş" ile başlıyor

Tether, hiçbir zaman sadece bir “stablecoin şirketi” olmayı arzulamamış gibi görünüyor. Yakın zamanda, video platformu Rumble ile birlikte, bu yıl Aralık ayında 51 milyon aylık aktif kullanıcı için dijital varlık bağış özelliğini başlatacağını duyurdu - kullanıcılar Rumble Wallet aracılığıyla içerik üreticilerine bağış yapabilecek. İlk bakışta bu sadece bir ürün özelliği gibi görünüyor, ancak gerçekte, bu Tether'in “ana akım ödeme” yönünde attığı önemli bir adımı işaret ediyor.

Uzun zamandır, dijital varlıkların etkisi esas olarak borsa ve OTC (tezgahüstü) düzenlemeleri düzeyinde bulunuyordu, son kullanıcıların günlük tüketimi açısından değil. Artık, Tether'in on milyonlarca sıradan kullanıcının dijital varlıklarla doğrudan etkileşimde bulunmasını ve kullanmasını sağlayan, güçlü bir yaratıcı ekonomi niteliğine sahip Rumble gibi bir “giriş” elde ettiği bir dönemdeyiz.

Rumble'ın kullanıcı kitlesi, Kuzey Amerika bölgesi ağırlıklıdır; bu kişiler tipik kripto oyuncuları değildir, ancak “bağımsız ifadeler” ve “sansürsüz” içeriklere güçlü bir ilgi duymaktadırlar, bu da kripto ödemeleri için doğal bir yankı yaratmaktadır. Rumble için bu mekanizma, içerik üreticilerini teşvik edebilir ve platformun geleneksel reklam ve abonelik gelir yapısından sıyrılmasına yardımcı olabilir; Tether içinse bu, artık işlem talebine dayalı likiditeye bağımlı olmamakta ve kendi stablecoin'ini internet ekonomisinin temel davranışlarına entegre etmeye başlamaktadır.

Paolo Ardoino bir röportajda, Tether'in Rumble platformu aracılığıyla stablecoin ve Bitcoin kullanımını Amerika'nın ana akım kullanıcılarına ulaştırmayı hedeflediğini ve nihayetinde Amerika pazarına yönelik uyumlu stablecoin USAT'in 100 milyon Amerikalının dijital ödeme aracı olmasını istediğini belirtti. Aslında, Tether 2024 yılında Rumble'a 775 milyon dolar yatırım yaptı; bu yatırımın bir kısmı şirketin hisse geri alımına, bir kısmı ise içerik ve bulut işlerinin genişlemesine yönlendirildi. Bu, Tether'in basit bir şekilde dışarıdan bir ödeme kanalı satın almadığını, aksine bir ekosistem destek noktası oluşturduğunu - sermaye, teknoloji ve içerik aracılığıyla stablecoin'in “kullanılabilirliğini” teşvik ettiğini gösteriyor.

Erken dönem içerik platformlarının denemelerinden farklı olarak, bu seferki yenilik tamamen yeni bir iç sistem puanı oluşturmak değil, mevcut ana akım dijital varlıkların içerik ekonomisine doğrudan katılımını sağlamaktır. Geçmişte Steemit gibi projeler “içerik madenciliği” kavramını ortaya atmıştı, ancak teşvik varlıklarının gerçek ödeme sistemleriyle uyumsuz olması nedeniyle kullanıcılar gelirlerini gerçek tüketimde kullanmakta zorlanıyordu. Rumble ve Tether'in işbirliği modeli ise gerçek ekonomik mantığa daha yakındır: Yaratıcıların geniş dolaşımda olan dijital varlıkları doğrudan alabilmelerini sağlamak, gerçekten de “yaratma gelir getirir, gelir harcanabilir”.

Bu arada, geleneksel teknoloji şirketleri de benzer yolları keşfediyor. Örneğin, Meta'nın Facebook ve WhatsApp ekosistemine stabilcoin ödeme işlevselliğini entegre etmeyi araştırdığına dair haberler çıktı. Kendi cüzdanları aracılığıyla kullanıcılar arasında para transferleri ve içerik üreticilerine ödeme desteklemeyi umuyorlar. Bu girişimler hâlâ erken aşamada olmasına rağmen, yönleri aynı - dijital varlıkları borsa sahnesinden çıkararak insanlar arasında gerçek değer aktarımına taşımak. Bu, Tether ve Rumble iş birliğinin temel anlamıdır: stabilcoin ödemelerini sosyal bir işlev kazanmasını sağlamak, artık sadece finansal bir araç olmaktan çıkarmaktır.

Farklı olarak, Tether'in teknik ve ekosistem düzeyindeki entegrasyonu daha kapsamlıdır. Dış düzenlemeleri veya ödeme sistemlerinin itmesini beklemek yerine, aktif bir şekilde “kendi senaryosunu yaratmaktadır”. Rumble cüzdanı aracılığıyla hem ödeme kanallarını kontrol etmekte hem de kullanıcı ilişkilerini elinde tutmaktadır; Rumble içerik ekosistemi sayesinde USDT'yi bir tür uzlaşma varlığından "yaratıcı ekonomi ödeme aracı"na dönüştürmektedir; ve USAT aracılığıyla bu modele potansiyel bir uyum aracı sağlamaktadır. Tether için bu sadece bir iş genişlemesi değil, aynı zamanda bir konum yeniden şekillendirmedir - “doların gölgesi” olmaktan “dijital ödemelerin köprüsü” haline büyümek istemektedir.

Bu stratejinin önemli olmasının bir diğer nedeni, Tether'ın uzun zamandır küresel dijital varlık pazarının “arka plandaki bankası” olarak görülmesi, ancak her zaman kullanıcıya yönelik “ön ürünler” eksikliğiydi. Artık Rumble cüzdanının piyasaya sürülmesi bu durumu değiştirecek. Gelecekte kullanıcılar her gün Rumble cüzdanı aracılığıyla küçük bahşişler, içerik ödemeleri veya yaratıcı hesaplamaları yapabiliyorsa, Tether'ın konumu altyapıdan uygulama katmanında bir ödeme markasına dönüşecektir. - Bu, PayPal'ın e-ticaret ekosistemindeki rolüne benzer.

Meta'nın ödeme deneyinin başarılı olup olmayacağı veya Binance, OKX gibi borsaların kullanıcıları Web3 cüzdanlarını kullanmaya çekmek için sosyal veya içerik modülleri denemesi fark etmeksizin, bir konuda fikir birliği var: dijital varlıkların geleceği, ticarette değil, ödemelerde. Tether'ın avantajı, sağlam fon rezervleri ve varlık yapısındadır. Tether'ın bu yıl Eylül ayındaki şeffaflık raporuna göre, rezervlerinin %85'inden fazlası kısa vadeli ABD tahvilleri ve nakit benzeri varlıklardır, toplam varlık 117 milyar dolardan fazladır. Bu büyüklük, büyük ölçekli ödeme ve uzlaşma genişlemesini desteklemek için yeterlidir ve ayrıca diğer rakiplerine kıyasla çok daha fazla likidite ve dayanıklılık kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir.

Tether için bu oyunun kazanılması veya kaybedilmesi artık stablecoin'in pazar payını ele geçirmek değil, "kripto ödemelerin girişi"ni ilk kim elde edecek meselesidir. İçerik ve ödemenin birleştiği yeni çağda, Tether o girişin kendisi olmaya çalışıyor.